Bor ve çinkonun toprakta bitkiler tarafından alınabilir miktarlarını kontrol eden temel faktörlerin başında, toprak reaksiyonu (pH) ve kireçleme, gübreleme gibi tarımsal pratikler gelmektedir.
Toprak reaksiyonu B ve Zn’nin alınabilir miktarlarını etkilediği gibi, bu besin maddelerinin toprakta bulunuş formlarını da etkilemektedir. Çinko, asidik koşullarda Zn2+, nötr ve alkalen koşullarda ise ZnOH+ ve Zn(OH)2, formunda bulunmaktadır. Toprakta çözünürlüğü ve bitkiler tarafından alınabilirliği yüksek olan çinko formu ise Zn2+’dır. Ancak, bu formun toprakta hareketliliği de fazla olduğu için yıkanma ile alt toprak katlarına doğru hareket edebilmekte ve bitkiler asit koşullarda dahi Zn noksanlığı gösterebilmektedir. Alkalen reaksiyonlu koşullarda ise, alınabilir Zn konsantrasyonu çoğunlukla yetersizdir. Benzer şekilde asit reaksiyonlu topraklarda da borik asit (H3BO3) şeklinde bulunan bor, topraktan kolaylıkla yıkanabilmektedir. Alkalen koşullarda ise borat anyonu şeklinde bulunması durumunda ise toprakta kolayca tutulabilmekte ve bitkiler tarafından alınamamaktadır
Asit reaksiyonlu topraklarda pH’nın düzenlenmesi amacıyla yapılan kireçleme uygulamaları toprakta Bor ve Çinko’nun alınabilir miktarlarını azaltmakta ve toprakta toplam B ve Zn yeterli düzeyde bulunsalar dahi bitkiler B, Zn noksanlığı gösterebilmektedir. Örneğin, asit koşullarda çözünürlüğü yüksek olan bor, yapılan kireçleme uygulaması ile çözünürlüğü düşük olan kalsiyum metaborat formuna dönüşmekte ve bitkiler tarafından alım sınırlandırılmaktadır.
Bilinçsiz ve aşırı gübreleme faaliyetleri de B ve Zn’nin toprakta alınabilir miktarını büyük oranda engelleyebilmektedir. Örneğin, aşırı Ca ve Mg’lu gübreleme faaliyetleri borun, fosforlu gübreleme faaliyetleri ise çinko’nun topraktaki alınabilir miktarını azaltmaktadır. Dolayısıyla, topraktan B ve Zn uygulamalarının kesinlikle tabandan verilen fosforlu gübreler ile (DAP, TSP v.b.) karıştırılmadan ve asitliği gidermek amacıyla araziye verilen tarım kireci ile beraber verilmemesine özen gösterilmelidir.
Ülkemizde yetiştirilen bitkilerin çok büyük kısmının çinko noksanlığını gösterdiği hem Ülkemizdeki araştırıcılar tarafından ortaya konulmuş hem de FAO gibi uluslararası Tarım örgütlerinin bültenlerinde sıklıkla yer alır duruma gelmiştir. Yapılan çalışmalar ülkemiz topraklarının ortalama 0.62 mg kg-1 düzeyinde DTPA ile ekstrakte edilebilir Zn kapsamına sahip olduğunu ortaya koymuştur. Topraklarımızdaki Zn eksikliğinin düzeyine göre yapılan Zn gübrelemesinin de bitkisel verim ve kaliteyi de büyük oranda artırdığı yine yapılan çalışmalar ile saptanmıştır.Ülkemizde Çinko fazlalığından kaynaklanan tarım arazileri çok ciddi boyutlarda olmamasına karşın, Dünya bor rezervinin yüzde 70'ine sahip olan Ülkemizde Borun noksanlığının ve fazlalığının tarımda ciddi verim kayıplarına yol açtığı da yine bilinen gerçeklerdendir. Yapılan çalışmalarla ülkemiz topraklarının %’20’sine yakınında Bordan kaynaklanan toksisite riski bulunmasına karşın milyonlarca dekarlık arazide ise ciddi boyutlarda bor eksikliği bulunmaktadır. Özellikle ülkemizin Karadeniz bölgesinde lokal birkaç bölge haricinde Bor noksanlığından bahsetmek mümkündür. Bor noksanlığının bulunduğu alanlarda yapılan Borlu gübrelemeler tıpkı Zn’de olduğu gibi bitkisel verim ve kaliteyi artırmaktadır.
FİRMAMIZ tarafından üretilen BALCOMİN BZn gübresi, % 6 Bor ve % 2 Zn içeren ve topraktan uygulanan bir toz mikroelement gübresidir. Ülkemizde hem Zn ve hemde B noksanlığının bulunduğu alanlarda kullanılabilme özelliğine sahip bir gübredir.
Benzerlerinde olduğu gibi BALCOMİN BZn dolgu maddesi olarak bor ve Zn’nin topraktan alınabilirliğini azaltan kireç (veya tarım kireci) gibi dolgu materyallerini içermemektedir.
Yine benzerlerinde olduğu gibi dolgu maddesi olarak Zn’nin bitkiler tarafından alınabirliğini azaltan Fosfat anyonlarını da içermemektedir.
BALCOMİN BZn, %6 B ve % 2 Zn’nin yanı sıra yapısında %5 N ve % 5K2O ile iz düzeyde çeşitli aminoasitleri dolgu materyali olarak içermektedir. Dolgu materyali olarak kullanılan N, Zn’nin bitkikler tarafından alınabilirliğini artırmakta, K2O ise, üreticiler tarafından doğabilecek olası bor toksistesi problemlerinin önüne geçmek için, amino asitler ise, bitki gelişimini düzenlemek için gübre bileşenine dahil edilmiştir. BALCOMİN BZn fizyolojik asit reaksiyonlu bir gübre olduğu için Ülkemizin yaklaşık %85’ini oluşturan kireçli topraklarda aynı zamanda pH’yı düzenleyici etki de yapmaktadır.
KULLANIM DOZU
FINDIK : Şubat-Mayıs ayları arasında (tercihen erken ilkbaharda) 5.yaşından büyük fındık ocaklarının dal izdüşümlerine serpme ile (80-100 gr ocağa) 5 yaşından küçük fındık ocaklarına uygulama önerilmez.
ÇELTİK : Dekara toplam 2,5-3 kg olmak koşuluyla bu miktarın yarısı, Ekim ve taban gübrelemesinden hemen sonra, kalan yarısı ise kardeşlenme döneminde serpme ile verilir.
SEBZELER: Dekara toplam 2,5-3 kg olmak koşuluyla Ekim veya dikimden hemen önce toprağa karıştırılarak veya ekim-dikimden hemen sonra suda çözülerek bitkilere temas etmeyecek şekilde uygulanır.
MEVYE AĞAÇLARI : 2 yaşından büyük Bodur meyvelerde dekara 2,5-3 kg/da düzeyinde suda çözülerek ve ağaçların gövdesine temas etmeyecek şeklide erken ilkbaharda uygulanır.
DİĞER MEVYE ağaçlarında (erik, elma ve kirazda 7 yaş ve üzeri, kivi ve şeftalide 5 yaş ve üzeri, cevizde 10 yaş ve üzeri ağaçlarda) ağaç başı 80-100 gr ağaçların taç izdüşümüne erken ilkbaharda uygulanır.
DİĞER BİTKİLER (Tahıl-Hububat, Şeker pancarı, Ayçiçeği, Soğan vs): Dekara 2,5-3 kg hesabı ile Ekim ve taban gübrelemesinden sonra, ilk azotlu gübre uygulaması ile (erken ilkbaharda) tek seferde beraber uygulanır.